Kayıtlar

HERKES KENDİ İŞİNE BAKSIN!

Zamanında size yere göğe sığdıramadığı methiyeler dizenler vardı ya, işte o zavallılar, paranın kokusunu alır almaz arkasına bile bakmadan kaçtılar. Hayranlık mı? Hadi oradan. Şimdi, eskiden selam bile vermeye tenezzül etmeyecekleri tiplerin peşinden kuyruk gibi sürükleniyorlar. Para her şeyi satın alır, kardeşim: Karakterini, omurganı, o sözümona onur dedikleri süslü saçmalığı bile. Bir kere burnuna o sikke kokusu geldi mi, dünyanın en pespaye hâlini bile şeref madalyası gibi taşırsın göğsünde. Sabah beşte kalkıp buz gibi suyun altına girsen ne olur? Hayallerinde paraya koşarsın, gerçekte ise cebinde beş kuruşsuz, elinde yalnızca avuç içlerini ovuşturursun. Kendine bulduğun tek şey, biraz daha eskimiş umutların ve biraz daha büyümüş açlığın olur. Sana büyük hayaller vaat eden o sabah ritüelleri var ya, hepsi palavra. İstersen kafanı buz dolu bir kovaya sok, yine de bulamayacaksın. Parayı değil, kaybolduğun yerin haritasını bile bulamazsın. Çünkü sen hala insanlığa, dostluğa, hayranlığ...

Öjeni: Vadedilen İyiye Gidiş ve Statükonun Belirsizliği

Bireyin doğduğu an, yaşamını idame ettirebilmesi için fiziksel zorunluluk gerektiren eylemleri yapabilme kabiliyetine ihtiyacı vardır. Bununla birlikte, birey büyüyüp gelişince kılgısal akıl olaya dahil olur ve ahlaki zorunluluklar ortaya çıkar. Öyle ki, günlük hayattaki en basit eylemlerimiz bile ahlaki yasalarla değerlendirilir. Ahlaki değer ve davranışlar toplum normları, içsel inanışlar ve etik kurallarla ilişkilidir. Ancak, kişilerin yaşamları boyunca karşılaştığı çeşitli durumlar ahlaki çatışmalara yol açabilir. Tarihteki en büyük ahlaki çatışmalardan biri olan öjeni girişimleri, toplumsal düzen adı altında devletin halka müdahalesini her alanda meşrulaştıran bir soykırımdır. İnsanların genetik özelliklerini değiştirme veya seçme fikri, doğal seçilimin önüne geçip ahlaki ve toplumsal normları yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Öjeni (eugenics) kavramı, insanların genetik özelliklerini “iyileştirme” amacıyla bilimsel ve toplumsal girişimlerde bulunma fikrini ifade eder. Öjen...

İnsan Neden Çıkarcıdır?

"Bana muziplik ver. Flaş Bana tarafsız varoluşçu can sıkıntısı ver. Flaş Bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver. Flaş" Bu üç bakış (ya da davranış) insanoğlunun hayatı boyunca oynadığı o üç roldür. İşine gelmediğinde insan felsefe kırığı laflar eder ya hani, işte tam olarak o durumda hayal edin kendinizi. Mesela adama diyorsun ki: "Paramı ver kardeşim paramı!" İşte o an başlıyor safsata yapmaya. Aynı böyle bir his... Bir zamanlar saygı duyduğumuz insanlara içten içe küfür etmeye başlayınca anlıyoruz bizim dışımızdakilerin bizim dünyamızda gereksiz olduğunu, dünyevi hayatın gelip geçici olduğunu anlıyoruz. "Tek ben varım." dememesi gerekir sosyal insanoğlunun (zoon politikon) fakat karşı taraf şahsına saldırıda bulunduğunda "Benim dünyamda tek ben varım." demesi gerekir insanoğlunun. Hayatımız boyunca adını koyamadığımız, tarif edemeyeceğimiz şeyler yaşıyoruz insanlarla lakin gün geliyor ve bu adını koyamadığımız şeyler Stig...

Schopenhauer ve Aristoteles (+ "Hareketler Üzerine" Eseri)

Panteizm: Tanrının her yerde ve her şeyde olduğunu, Tanrının içkin olduğunu savunur. Schopenhauer ve Din Schopenhauer, özellikle panteizmin hiçbir etiğe sahip olmadığını iddia eder. İnsan sorgulamaya değil inanmaya, özgürlüğe değil de otoriter bir varlığa eğilim gösterir. İşte bu yüzden Schopenhauer'e göre din aslında "halk metafiziği"dir. Dinin ortaya koyduğu fenomenler kesinlikle hakikat değildir, bunlar sadece alegorik yorumlarla anlaşılabilir. Dini alegorik tarzın dışında yorumlamaya kalkışmak ve dinin olgularından hakikatmişçesine bahsetmek saçmadır. -> Die religionen sind zwischen Optimismus und Pesimismus. Nur   ethik   ist entscheidend, nicht dogmen. Dinin asli unsurları: mitler ve sembollerdir. Schopenhauer'e göre bu ikisi dinin özünü oluşturmaktadır. Rasyonelciler ve doğaüstücüler bu iki kavramı önemsemezler fakat bu ikisi din için en önemli kavramlardır. (Günümüzdeki doğaüstücülerin tarot kartlarından ve aşk ritüellerinden başka şeyleri önemsediğini sanm...

Tanrı Neden Kötülüğe İzin Veriyor?

Merhaba kendi küçük dünyacıklarında yaşayan küçük insanlar! Bu yazımda tanrı(lar)dan ve bu tanrıların neden kötülüğe izin verdiğinden; Epikür, Augustinus, Platon, Aquinas gibi bazı filozofların bu konu hakkındaki düşüncelerini ele alacağız. (Kısacası teodise işte) Bu arada, bendeniz retorik açıdan pek iyi olamadığım ve insanlara şu felsefi konuları açıklamak için kırk takla attığım için bu blogu açma kararı aldım. (madem anlattıklarımı anlamamak için ısrar ediyorsunuz, yazdıklarımı okuyunuz efendim.) Kötülük Felsefesi "Tanrı kötülüğü önlemek istiyor ancak bunu yapamıyor mu?                         O zaman kadir-i mutlak değildir. Engelleyebilir ama istekli değil mi?                                    O zaman kötü niyetlidir. Hem istekli hem de kadir mi?                 Öyleyse neden dünyada kötülük v...