Tanrı Neden Kötülüğe İzin Veriyor?

Merhaba kendi küçük dünyacıklarında yaşayan küçük insanlar! Bu yazımda tanrı(lar)dan ve bu tanrıların neden kötülüğe izin verdiğinden; Epikür, Augustinus, Platon, Aquinas gibi bazı filozofların bu konu hakkındaki düşüncelerini ele alacağız. (Kısacası teodise işte)
Bu arada, bendeniz retorik açıdan pek iyi olamadığım ve insanlara şu felsefi konuları açıklamak için kırk takla attığım için bu blogu açma kararı aldım. (madem anlattıklarımı anlamamak için ısrar ediyorsunuz, yazdıklarımı okuyunuz efendim.)



Kötülük Felsefesi
"Tanrı kötülüğü önlemek istiyor ancak bunu yapamıyor mu?
                        O zaman kadir-i mutlak değildir.
Engelleyebilir ama istekli değil mi?
                                   O zaman kötü niyetlidir.
Hem istekli hem de kadir mi?
                Öyleyse neden dünyada kötülük var?
Ne istekli ne de kadir mi?
                    Öyleyse neden ona Tanrı diyelim?"
                                                         -Epikür

Ateistlerin en güçlü sorularından biri bu olsa gerek, Teist filozofların bu soruya olan cevaplarına geçmeden önce Epikür'ün bu sözünü sürekli dile getiren bir İskoçlu filozof David Hume'un adını vermesem olmaz.

~Tanrıyı Savunan Filozoflar~
Tanrıyı savunan ilk filozoflardan birisi Platondur, o da çoğu Teist gibi evrenin düalite mantığıyla kurulu olduğunu savunmuştur, her şey zıttıyla var olur der bu ikicilik sistemi, bu zıtlık sayesinde de cosmos dediğimiz evren var olmaya devam eder.
Zira kötülük olmasaydı iyiliğin iyilik olduğunun bilincinde olmayabilirdik.


" Tanrılar aslında iyidir. İyi bir şey zararlı olamaz, zarar veremez. Zarar vermeyen bir şey kötülük etmez. Kötülük etmeyen kötülüğe sebep olmaz. Tanrılar iyi olduğu için yalnız iyi olan şeyler onlardan gelir. Kötü şeyler için başka sebepler aranmalıdır. Bunların tanrılardan geldiği söylenmemelidir." 
                                                       -Platon

13. yüzyılda yaşayan skolastik filozof Thomas Aquinas da Tanrının kötülüğü istemekten ziyade kötülüğe izin verdiğini söylemiştir. 
Tanrıyı savunan filozofların tek argümanı tanrının bize sunduğu özgür irade ve düalizmdir. 
Bir de Panteistler var, Tanrı ve cosmos iç içedir, her şey Tanrıdır diyorlar yani birine yada bir şeye kötülük yaparsam kendime kötülük yapmış olurum mantığı da var içinde ama benim anlamadığım nokta şu: Her şey kendisini yarattıysa (cansız varlıklar bile) panpsişizm felsefesini benimsememiz gerekiyor. (sonuçta kendini yaratabilme kabiliyetine sahipsen az da olsa şuura ihtiyacın vardır.) İnsanın kendisini egemen ve üstün gördüğü şu dünyada panpsişizm de başlı başına karmaşık ve anlamsız geliyor bana açıkcası, ehheeey şu gökteki Güneş'in şuuru olsa ne yazar, nasıl olsa bana hizmet etmek için yaratılmış.

~Hop! Geldik Sonaa~
İster celse deneyleri sayesinde ruhlarla konuşun, ister badem bıyıklı amcalar gibi olun, isterseniz de Baudrillard gibi "Hiper gerçeklik gerçekten olabilir mi lan?" diyen insanlardan olun kısacası kim olursanız olun bu Tanrı kavramı her zaman hayatımızda olacak ve hayatımızı bu kavramın varlığına göre yönlendireceğiz, şeytan cidden Lucifer mı yoksa insanları tağuta sürükleyen varlık mı emin olamayacağız. Eninde sonunda bu karmaşıklıkta ölüp gideceğiz...
 Doğru yolu bulabilmek ümidiyle şimdilik görüşürüz diyorum efendim!

Yorumlar

  1. Selam. Cevabım doğruyu bulmana yardımcı olur umarım.
    Tanrı mutlak iyidir. Kötülük, ilahî iyilikle hizanın sapmasıdır. Tanrı’nın insana verdiği en büyük özellik özgür iradedir. Bu insanı kendi kararlarını verebilen, iyiyi ya da kötüyü seçebilen bir varlık yapar. Tanrı, bu seçimlere doğrudan müdahale etmez çünkü gerçek özgürlük ancak müdahalesiz bir alanda mümkündür. Özgür irade öyle bir güçtür ki, Tanrı’dan
    gelen kesin emirlere bile karşı çıkma yetisi verir.

    Katolik geleneğinde sıkça görülenin aksine, Lucifer da özgür iradesini kullanarak Tanrı’nın emrine karşı koymuştu. İlahî tasarının bir parçası gibi hareket eden bir kukla gibi değildi,
    tercih tamamen kendisine aitti. Verdiği karar, Tanrı'ya yani iyiliğin kaynağına ters düştüğü için kötüdür; yaratılışının gereği değil. Bu yüzden kötülük Tanrı’dan kaynaklanmaz. Kötülük, insanın veya herhangi bir özgür irade sahibinin bu gücü, ilahî merhametten ve rehberlikten kopuk
    biçimde kullanmasının sonucudur.

    Tanrı, özgür irade vererek insanın, Tanrı’nın iradesinden bağımsız olarak hareket ettiğinde ne yapacağını ve neyi tercih edeceğini görmek(Tanrı ve zaman ilişkisi üzerine düşmek lazım) ister.
    Bence dünyadaki insandan kaynaklı kötülüğe Tanrı'nın neden izin verdiğinin cevabı budur. Evrenin kalanında bir kötülükten söz edilmemesi de buna bağlanabilir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öjeni: Vadedilen İyiye Gidiş ve Statükonun Belirsizliği

HERKES KENDİ İŞİNE BAKSIN!

Ölmeden Önce Yazmak İstedim